- Savaşta tutsak alınan, yabancı ülkelerden zorla kaçırılıp özgürlükten yoksun bırakılan veya başkasından satın alınan kimse, kul, esir.
- Birinin emri altında bulunan, özgür olmayan kimse.
- Herhangi bir şeye aşırı derecede bağlı olan kimse
Mevcut yaşantımız da hep karşılaştığımız , yabancı olmayan bir kavram gibi geldi mi ?
Evet diyorsunuz biliyorum.Çünkü bunu yaşıyoruz. Bu yüzyıl da köle olmak için sadece top ve tüfekten oluşan bir savaşta esir düşmemiz gerekmiyor.Savaş cephede değil , sosyal alanda , iş yerlerinde , bankalarda , cüzdanlarda ve ikili ilişkilerimizde yaşanıyor.
Sosyal alanlarda egoist bir üstünlük mücadelesi olarak , iş yerlerinde entrikalarla başa çıkarak , bankalarda kredi yoluyla borçlandırılıp vahşi kapitalist düzenin emri altına girerek , ikili ilişkilerimizde ise erdemli olmayan tavırlara karşı gösterdiğimiz tavırlarda yaşanıyor.
Birbirimize karşı davranış modellerimizi gözden geçirmenin zamanı diye bir şey yoktur.Davranış bir kültürdür ve insan ne ise o dur.
Nazik ve erdemli davranan insanların zayıf görüldüğü bir çağdayız.İnsanlara karşı güzel davranmak zayıflık değil , bir peygamber sünnetidir.
Birilerinin bu durumu zayıflık olarak görmesi , insan ezmenin kölesi haline gelenlerin kendi vasatlıklarından kaynaklanmaktadır.
Gelelim işin ekonomi ve dünya boyutuna.
Acaba küresel güçler tarafından tutsak alınmışız , kendimizi özgür mü zannediyoruz ?
Sistemin bizi kredi yoluyla borçlandırıp , sonra da o borcu hayatımızla ödediğimiz bir yaşam biçiminden ne kadar mutluluk bekleyebiliriz ?
Dünya nimetlerine bu kadar bağlı, hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarken gerçek mutluluğun bu olmadığını ne zaman anlayabiliriz ?
Para hareketleri ile devletleri ve insanları kendine bağlayan emperyalist güçlere karşı ne zaman dur diyeceğiz ?
Bu küresel güçlerin verdiği korku psikolojisini ne zaman yenersek.Medya kanallarıyla verdikleri mesajlara ne zaman kulak asmazsak. Kendi iç devrimimizi ne zaman oluşturursak işte o zaman.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönderme